Sosyal İzolasyon ve Sosyal Medya
Son dönemde küresel bir sorun olarak var olan ve tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs’ün fiziksel olduğu kadar ruhsal sağlığa da etkisi oldukça büyük. Salgının yayılımını en aza indirmek için gerekli sosyal mesafenin korunması ve eğer mümkünse karantina olarak da adlandırılan bir sosyal izolasyon oluşturulması gerekiyor.
Sosyal hayatta var olmaya alışan ve hayatın normal akışında çevresiyle etkileşim halinde olan toplum, böyle bir kısıtlamayla normalin dışında bir psikolojiye bürünerek kendisini sosyal medyada var etmeye ve güncel hayatı oradan takip etmeye çalışıyor.
Bu dönemde bireyselliğin ön plana çıkması ve bireylerin kendilerine ayırabilecek bolca zamanlarının olması, yalnızlık duygusunu ön plana çıkarsa da sosyal medya ve iletişim ağları sayesinde dayanışma ruhu da kolaylıkla oluşabiliyor. Böyle bir dönemin sonunda sosyal izolasyon ve sosyal medya arasında çok güçlü bir bağ kurulduğunu görmekteyiz. Evlerinden çıkamayan bireyler, kendilerini normal zamandan daha çok ifade etme ve var etme istekleri oluştuğu için buna uygun ortamı Facebook, Instagram ve Twitter gibi sosyal medya mecraları veya ekşi sözlük gibi platformlar üzerinden yaratabilmektedirler.
Tüm dünyadaki ve ülkemizdeki gelişmeleri internet aracılığıyla öğrenmenin pozitif olduğu kadar negatif yanları da var. Yanlış veya eksik birçok bilgiyle dolan internetten haberlere ulaşmak kaygı seviyesini arttırmakla kalmayıp panik havası da yaratmaktadır. Bu nedenle bilgi edinmeye çalışırken seçici olmak ve güvenilir kaynaklardan yararlanmak gerekir.
Sosyal İzolasyon Zamanlarında Sosyal Medyanın Gücü
Bu olağan dışı dönemde mümkün olan sektörler evden çalışmaya geçmek durumunda kaldı ve bireyler tüm ihtiyaçlarını internet üzerinden karşılamaya başladı. Bunun bir getirisi olarak sosyal medyada çok zaman geçiren bireyler için online alışveriş daha çok önem kazandı. Durumu değerlendirebilecek markalar, internet üzerinden reklam kampanyalarını sağlamlaştırarak kriz dönemini en yararlı şekilde değerlendirmeye başladı.
Bakıldığında reklam sektörü için zarara geçilecek bir dönem değil aksine sosyal ağlara daha çok bağlanan kitlelere ulaşma açısından daha etkili bir süreç olduğu görülüyor. Her yaştan insanın evde olduğu ve sosyal medya kullanıcılarının da geniş yaş skalası düşünüldüğünde sosyal izolasyon döneminde markalar, dijital platformlarla daha çok insana ulaşabilmekte ve ulaşılan kitlelerle de daha kolay etkileşime geçilebilmektedir.
Mümkün olan en kısa sürede atlatılması umulan bu süreçte, sosyal medya üzerinden bilgi ediniyor, sosyalleşiyor ve iletişim kuruyoruz. Bu platformları en doğru şekilde kullanmak, bu dönemi birlik ve dayanışma içerisinde daha kolay şekilde atlatmamıza yardımcı olacaktır.